Yunanistan Borç Krizi
Ekonominin en büyük kurallarından birisi eğer zengin isen zengin kalmamak için aptal olmalısın, ve fakir isen zengin olmak için çok zeki olmalısın. Bu bireyler için geçerli bir gerçek olduğu gibi ülkeler içinde geçerlidir. Zengin olan ve güçlü bir para birimine sahip olan ülkeler gelişmekte olan ülkelere göre her tür avantaja sahipler buna ucuza borçlanabilmeleri dahil. Gerçekte zengin ülkeler parayı o kadar ucuza alıyorlarki çoğunlukla bütçelerinde açık vermeleri mantıklı oluyor çünkü uzun dönemde çok ucuz borç ile ekonomi daha hızlı büyüyebilir.
Yani borç ülkeler için kötü değil. Bunun en meşhur örneği 1945 yılında ABD Toplam GSYİH’inin (gayri safi yurtiçi hasıla) %100’ünden fazla borcu ve GSYİH’inin %20’sinden fazla (oldukça yüksek bir rakam)açığı vardı. Fakat bu borç miktarı ekonomi tarihinin en büyük ekonomik genişlemesine başlangıç etti. Yani borç kötü bir şey değil. Fakat ödeyemediğin borç çok kötü. Zengin ülkelerin daha ucuza borçlanmalarının püf noktası piyasaların zengin ülkelerin borç aldığı parayı geri ödemeyi garanti ettiğini varsaymasıdır. Ben piyasalar öyle varsaymaktadır dediğim zaman aslında piyasalar zengin bir ülke ve güçlü bir parası olan Yunanistan’ın borcunu geri ödeyemeyeceğini anlayana kadar öyle varsaymaktaydı. Birçok nedenden dolayı piyasalar Yunanistan’ın aldığı borcu geri ödeyemeyeceğini varsaydı. Bu Yunanistan için yeni borç almayı çok daha pahalı hâle getirdi. Böylece Yunanistan’ın borcunu geri ödemesi tümüyle imkansız hâle geldi. Görüyorsunuz ya bu bir döngü.
Bu zengin olan ve güçlü bir para birimine sahip olan ülkelerin aldıkları borçları ödeyememe ihtimallerini yükseltmekte. Muhtemelen bu zengin ve güçlü bir para birimine sahip olan ülkeler için faiz oranlarını yükseltecek ve bu döngü nihayetinde daha yüksek faiz oranlarına ve daha yüksek faiz oranlarına öncülük edecek. Günü %10’luk bir işsizlik ile sonlandırabiliriz ve bu sorun dünya’nın toplam gelirinin azaldığı ve küresel bir durgunluğa girdiğimiz gerçeği ile karmaşıklaşmakta. Yani vergilerden daha az para gelecek fakat hükümet yaklaşık aynı miktarda parayı harcamak zorunda olacak. ABD en büyük iki harcaması olan sosyal güvenlik ve savunma harcamalarını sıfırlar ise ancak bu durumu dengelemeye yaklaşacak. Tek diğer yol ise vergileri yükseltmektir fakat bu durgunluk dönemlerinde iyi bir fikir olarak görülmemektedir.
Artık zengin ülkeler için dış borç eskiden olduğu gibi ucuz değil. Ve bu hiç bir kimsenin politik düşüncesinin suçu değil. Bir bakıma herkesin suçu. Güçlü bir para birimine sahip zengin ülkeler eğer borç aldıkları paranın kendilerinde güvende olduğuna yatırımcıları ikna edemez iseler yüzyıllardan beri sahip oldukları ucuz borç avantajını kaybedecekler aynı Yunanistan’ın kaybettiği gibi. Tarih bize şunu göstermekte ki eğer bir kez aptal zengin bir adam fakir düşer ise bir daha zengin olamaz eğer o Donald Trump değil ise.
Kaynaklar
1- http://www.haberturizm.com/News/Gezi/25072012/Almanyada-Yunanistan-satislari-zirvede.php
2- http://bilalislam.tr.gg/The-greek-debt-crises.htm
3-http://www.youtube.com/watch?v=mEVqeaFHsHE&feature=results_main&playnext=1&list=PL62155594AC398053
4- http://en.wikipedia.org/wiki/John_Green_(author)