BİLE BİLE LADES
Küresel ısınma konusunda ABD’de büyük bir tartışma devam etmekte. Bazı iklim bilimadamları küresel ısınmanın çok büyük sonuçları olacağı olacoğını ve buna karşı büyük önlemler almamız gerektiğini söylüyor. Diğer iklim bilimadamları ise küresel ısınmanın varlığını kabul etmekle birlikte bunun insan kayanklı nedenlerle ortaya çıktığını kabul etmemekte. Bu konuda atılmış önemli adımlar var bunlardan en önemlisi Kyoto protokolü. Ekonomisi üzerine büyük bir yük getireceğinden endişe ettiği için ABD bu antlaşmayı imzalamadı. Ancak ABD Devlet olarak bu antlaşmaya imza atmasada birçok eyalet küresel ısınmaya önlem almak üzere birçok tedbir aldı. İngiltere’de ise bir tartışma sürmemekte. İngiltere’de siyasi odaklar bir küresel ısınmanın varlığı konusunda hemfikir ve bu konuda önemli adımlar atmaktalar. İngiltere Küresel ısınmanın yol açacağı deniz seviyesindeki yükselmeye önlem olarak karayollarını deniz sevisinden 50 metre yüksekte yapmakta ve deniz kıyısında yapılan binalara belli zorluklar çıkartmakta. Türkiye ise bu olgunun tümüyle farkında değilmiş gibi davranmakta. Birçok sorunla karşılaştığımızda yaptığımız gibi bu sorunada bize bişey olmaz diyerekten geleneksel Türk refleksiyle karşılık vermekteyiz.
İşte dünyada bu tartışmalar süregiderken biz Karadeniz Sahil Yolu'nu denizin hemen kıyısından yaptık. Tabi ben bir küresel ısınma ve deniz seviyesindeki yükselme yaşanırken hemen deniz kenarına böyle büyük bir yatırımın yapılmasını anlamsız bulmuştum. Küresel ısınmayla deniz seviyesinin yükselmesi uzak gelecekteki bir endişe. Ancak sahil yolunun tamamlanmasından sonra bir çok kısa vadeli tehdit ile yüzleşmek zorunda kaldık. İlk sorun fırtınalı havalarda dalgalar sahile vuruyor ve ulaşımı olumsuz yönde etkiliyordu. Karedeniz Sahil Yolu o kadar gelecekteki riskleri öngörmeyen bir yapıydıki denizde yaşanan fırtınalar bile sahil yolunun ilk yapıldığı günden itibaren sahil yolu için önemli bir risk oluşturuyordu. Sonrasında birçok karadeniz kıyısındaki kentte sel felaketleriyle karşılaştık. Karadeniz Sahil Yolu'nun şehir içinde kalan kısmı gelen yağışın denize ulaşmasını engellemekteydi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Rize’deki sel felaketi sonrası bu konuda bir konuşma yaptı.Durumu şöyle özetledi
-Çok ciddi para lazım. (Evet çok paramız olsa bütün sorunlarımızı çözebiliriz ancak ne yazıkki çok fazla paramız yok) ve şöyle devam etti.
-Bu işin projesini artık bilim yapıyor.(Eskidende projesini bilim yapıyordu ancak Karadeniz Sahil Yolu yapımı sürürken bilime danışılmamış ve Karadeniz Sahil Yolu hızla tamamlanmış AKP yıllardır tamamlanamayan sahil yolunu biz tamamladık diyerek bunu seçim propagandası olarak kullanmıştı.) ve ekledi.
-Biz bunu biliyoruz Devletimizin imkanları ölçüsünde artık bu kaynakları buluyoruz(Onlarca yıl devletin imkanlarını bu yolu yapmak için kullandık bundan sonraki onyıllarda ise devletin imkanlarını yolun yol açtığı sorunları çözmek için harcayacağız)
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise ve yüksek seviyede yapıldığı için selin sebebi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu’nu şöyle savundu.
-Yol selin sebebi demek yanlış. Yolun düşük kotta yapılmasının başka mahzurları var. Onuda düşünmek lazım. Bu sefer Karadeniz Denizden gelen taşmalarla baskınlar olabilir. (Yol selin sebebi ancak yolu yüksek kotta yaparak yolu Karedeniz'den gelen dalgalardan korumuş olduk)
İşin en enterasan tarafı Karadeniz Sahil Yolu’nun baştan beri yanlış bir proje olduğu olayın tüm tarafları tarafından kabul edilen bir gerçek olması. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım proje devam ederken bu konuda yaptığı açıklamada
-Projenin yanlış olduğunu ancak 700 trilyon’un üzerinde para harcandığı için bitirilmesi gerektiğini söyledi.( Bu yanlışın tüm sorumluluğunu AKP'ye yüklemek doğru değil.16 yıldır yapımı sürmekte olan bir yatırımdı. Türkiye 'deki birçok diğer hükümet bu yanlışa katkı sağladı. AKP'de bugüne kadar onca para harcanmış yatırım yarım kalmasın diyerekten 6 yıl daha emek verdi ve bu projeyi tamamladı.)
Ayrıca yol denizin hemen kıyısından yapılarak onlarca Karadeniz sahili katledildi. Kıyının 50 metre kenarına yapılaşma yasağı olmasına rağmen Devlet bu yasağı kendi eliyle çiğnedi. Yol kıyının içerisinden yapılamazmıydı? Yapılabilirdi ancak en ucuza güzürgah deniz kenarından olandı. Yapılan çevre katliamı gerçekten çok büyük. Son Kumsal Belgeseli olayı tüm çıplaklığı ile anlatıyor.
Karadeniz Sahil Yolu Projesi tamamlandı ve bundan sonraki onyıllarımızı Karadeniz sahil yolunu büyük sel felaketlerine yol açmasını önlemek için ‘devletimizin imkanları ölçüsünde’ dönüştürmeye çalışmakla geçireceğiz. Yeni yapılan projeye göre Karadeniz Sahil Yolunun şehir içinde kalan kısmı gelen yağışın denize ulaşmasını engellemeyecek bir şekilde yenilenecek. Belkide sonunda Küresel ısınma nedeniyle denizin altında kalacak ve Karadeniz Sahil Yolu için harcadığımız onca emek boşa gidecek.
KAYNAKLAR
1- http://video.cnnturk.com/2011/haber/10/4/rize-nasil-kurtulur
2- http://tr.wikipedia.org/wiki/D_010
3- http://en.wikipedia.org/wiki/Kyoto_Protocol
4- http://www.youtube.com/watch?v=1b82I3vYZUs
5- http://www.cultureunplugged.com/documentary/watch-online/festival/play/6629/Son-Kumsal--The-Shore-