KırmızıToprak
 
  Başlangıç
  Forum
  İletişim
  Physics of the Immosible
  Kim Possible
  Translation Tercüme
  Kitap Özetleri
  Hikayeler
  LİDER EKONOMİ
  BİZ JAPONLARI ÇOK SEVİYORUZ
  Çin Altın Rezervi
  Portakallar ve Şehriyeler
  Fordist ve Postfordist dönem
  Toprak
  AFGANİSTAN SAVAŞI
  IRAK SAVAŞI
  KIBRIS VE STATÜKO
  ULUS DEVLET VE KÜRESELLEŞME
  Geyikler ve Trenler
  HİÇ BİR ŞEY KESİN DEĞİL
  ÜÇ ON’DAN BÜYÜKTÜR
  BİLE BİLE LADES
  TÜRKİYE İRAN REKABETİ
  TÜRKLER VE DUYGUSALLIK
  SIRADAKİ BASAMAK
  Batlamyus Zamansalı
  Uzaylı istilası ve dünya birliği
  Bizim devlet fakirden alıp zengine vermekte
  İran’ın Ajanları
  ABD’nin silah satışları ve İslam Dünyası
  Azerbaycan ekonomisi küçüldü
  Avrupa'nın Doğu sınırları
ULUS DEVLET VE KÜRESELLEŞME

        ULUS DEVLET VE KÜRESELLEŞME

Devletlerin dış dünyadaki zenginlikleri ülkelerine getirmek için kullandıkları çeşitli yöntemler vardır.

1-                Yağmalama: Vikingler bir yağmacı milletti. Bunun yakın zamandaki örneği İspanyol ve Portekizlilerdi. İspanyollar kuzey ve güney Amerikayı ve Filipinleri Portekizliler ise Afrika ve Hint okyonusu kıyılarını, Endonezyadan gelen Müslüman hacıların gemilerini yağmaladılar. Buda Osmanlı’nın Hint deniz seferleri yapmasına neden oldu. İberya yarımadasına gemiler dolusu altın ve gümüş geldi. Ancak üretim olmadığı için fiyatlar yükseldi. Gelen para kalıcı yatırımlara aktarılmadı. Portekiz Hint Okyanusundaki üstünlüğünü İngiltere’ye kaptırdı. Latin Amerika bağımsızlığını kazandı. İspanya ve Portekiz fakir ülkeler olarak kaldılar. Ancak AB’ne girdikten sonra ekonomileri biraz düzeldi. Özellikle Turizm gelirlerinin artışıyla zengin ülkeler arasına girdiler. Ancak 2008 krizi sonrası yaşananlar zengin ülkeler katagorisinde kalıcı olup olamayacakları sorusunu gündeme getirdi.    

2-                Güvenlik Sağlamak: Eski çağ İmparatorluklarının yaptığı buydu. Bir bölgenin güvenliğini sağlamak karşılığında vergi alınırdı. Tarıma dayalı bir sistemdi. Bu gelir düzenliydi. Bu vergiyle yapılan yollar ve kamu binaları merkezi hükümetin etkinliğini arttırırdı. Bu sistemi düzenli olarak ilk uygulayan Roma İmparatorluğuydu. Aynı şekilde Osmanlı’da bu sistemi uyguladı.

3-                Hammadde kaynağı ve Pazar olarak tutmak. Hammadde kaynaklarını ana ülkeye taşıyıp burada işleyerek Pazar olan ülkelere satmaktır. İngiliz, Fransız, Hollandalı, Rus ve Avusturyalı bu sistemi uygulamışlardır. İngiltere Hindistan’daki Hammeddeleri ülkesine aktarmak için Karayolları, Demir yolları ve Büyük Limanlar yaptı. Sistemin işleyişini Hintlilerin önderi Mahatma Gandi anladı ve sistemin çarklarına çomağını soktu. Kendi elbisemi dikerim, ot yatağımda yatarım İngiliz malı almam dedi. Onu takip eden Hint halkı boykot ağırlıklı pasif direniş uyguladı.

4-                İhracat ile: Fransız İhtilalinin depreştirdiği milliyetçilik akımı, iki dünya savaşı pasif direniş sümürgeleri elde tutmanın maliyetini yükseltti. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1. Dünya savaşında yıkıldı. Fransa ve Hollanda 2. Dünya savaşında Alman işgaline uğradılar. Askeri güçleri sıfırlandı. Sömürgelerinin büyük kısmı isyanla bağımsızlığını kazandı. İkinci Dünya savaşı bittiğinde İngiltere ordusu zafer kazanmış bir orduydu ve güçlüydü. Hindistan’a mal satmak hammadde almak için işgalin devamına gerek yoktu. Bu ticaret antlaşmaları ile yapılabilirdi. Sömürgelerinin büyük kısmına bağımsızlıklarını verdi.

Günümüzde savaşlar pazarı ele geçirmek ve elde tutmak için yapılan ticari savaşlar dönüştü. Bunun için diğer ülkeleri işgal etmeye gerek yok. Sadece ucuz ve kaliteli üretim yapıp satmak gerekiyor. İmparatolukların  dağılması, savaşın askeri alandan ekonomik alana kayması, sanayileşme ve ticari alanda devlet desteği Ulus devletlerin önemini arttırdı. İkinci dünya savaşında yenilen İtalya ve İngiliz sömürgesi Hong Kong İngiliz Tekstil pazarını ele geçirdi. İngiltere yenilgiyi kabullendi. Finans sektörüne yatırım yaptı şuan Londra dünyanın en büyük finans merkezlerinden biri. Piyasaya Çin’in girmesi ile Hong Kong pazarını kaybetti. Ticaret ve bankacılığa yatırım yaparak ekonomik varlığını sürdürdü. İtalya ise Markalaşma ve tasarım sayesinde tekstil pazarında hala güçlü bir oyuncu. Ancak tamamına yakını fason üretim olarak ucuz işçiliğin olduğu ülkelerde yaptırmakta.

1973 yılında Petrol Üreten Ülkeler Filistin meselesi konusunda Batı’nı çifte standartlı davrandığı ve doğunun kaynaklarını yüzyıllardan beri sömürdüğünü neden gösterek Petrol fiyatlarına üstüste zamlar yaparak fiyatı onkat yükselttiler. Batı dünyası ve Japonya petrol üreten ülkelerle güçlü ekonomik ilişkilere sahipti. Bu ülkelere sattığı ürünlerin fiyatlarını artırarak durumu dengeledi. Ayrıca farklı gelir grupları için farklı ürünler üreterek gelirlerini arttırmayı başardı. SSCB dışa kapalı bir ekonomi modeli uyguladığı için hammadde üreten ülkelerle ticari ilişkileri zayıftı. Ayrıca Komunist model farklı gelir gruplarını öngörmediğinden ürün çeşitliliğini sağlayabilecek bir çözüm bulmakta mümkün değildi. Petrol krizinin etkisiyle SSCB yıkıldı. Ardında Yugoslavakya ve Çekoslavakya dağıldı. Bağımsız devletlerin sayısı 200’ü aştı.

1991 yılından sonra İmparatorlukların devri bitti ve ulus devletlerin devri başladı. İdeolojik söylemler etkisini yitirdi. 1991 sonrası üç ekonomik merkez ABD, AB ve Japonya oldu. Rusya Ukrayna ve Ermenistan’ın doğalgaz alım fiyatlarına zam yaparak imparatorluk mirasını değil kendi ulusunun çıkarlarını korumayı tercih etti.

Küreselleşme milletler arası ticari ve kültürel faaliyetlerin artması demektir. Küreselleşme hep vardı. İskender’in ve Moğolların fetihleri, Kavimler göçü, İpek yolu ve Hint okyonusu deniz ticareti, Amerikanın keşfi, Fransız ihtilali, 1973 petrol krizi ve 1991 yılında SSCB’nin yıkılması küreselleşmeye hız kazandıran olaylar.

1991 yılındaki kırılmaya çok büyük önem atfedildi. Komunizm ve son imparatorluk yıkıldı. Bundan sonraki döneme yeni dünya düzeni adı verildi.

Japon asıllı Amerikalı Francis Fukuyama (The end of History) tarihin sonu mekalesinde Komunizmin yıkıldığını ve ideoloji savaşlarının sona erdiğini Kapitalizmin, Piyasa ekonomisinin ve Amerikan Hükümdarlığının dünyanın sonuna kadar hüküm süreceğini söyledi.

Dünya nereye doğru gidiyor? Birçok ekonomik gösterge Fukuyama’nın Teorisini doğruluyor. Dünyanın en iyi 1000 üniversitesinden 501’i ABD’de. Şu an dünyadaki teknolojik gelişmenin neredeyse tamamı ABD, AB ve Japonya tarafından yapılıyor. ABD tüm dünyadan beyin göçü alıyor ve ABD’nin büyüme hızı %3 ve bu büyümenin 21. Yüzyıl boyunca devam edeceği tahmin ediliyor.

Küreselleşme dalga dalga yayılıyor. Yeni dönem acaba paranın imparator olduğu dönemmi? Kazdağlarında Altın arama çalışmaları, Meclisten geçirilen Nükleer enerji yasası  ve yapılan özelleştirmeler Uluslarası sermayenin çıkarları içinmi Türk ulusunu çıkarları içinmi yapılmakta? Bu noktada İktisatçılar birbirinden ayrılıyor Küreselleşmenin tüm ulusların çıkarına olduğunu söyleyen hiper iktisatçılar, Küreselleşmenin yararları yanında zararları bulunduğunu söyleyen (Septik) şüpheci İktisatçılar Küreselleşmeye karşı çıkan Küreselleşme karşıtı İktisatçılar var. 

 
   
English Blog  
 

Blog

 
43980 ziyaretçi (81330 klik) burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol