SIRADAKİ BASAMAK
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman gelişmekte olan bir ülkeydi. Aradan 90 yıl geçmesine rağmen hala gelişmekte olan bir ülke. Muasır medeniyetlerle aramızdaki mesafeyi bir türlü kapatıp onların seviyesine ulaşamadık. Biz onların bulunduğu basamağa ulaştığımızda onlar birkaç basamak daha ileri gitmiş oluyor aramızdaki mesafe azalmıyor artıyor.
Güngör Uras 1962-1974 yıllarında DPT’ında çalıştığı zamanki deneyimlerini anlatırken buna değiniyor. ‘‘Dünyada TV teknolojisi gelişirken, biz Türkiye’ye en iyisini getirelim. Hangi sistemi seçecek isek o sisteme dayalı TV tüpü ve göstericisi üretimine geçelim. Ortaya çıkacak büyük iç pazar talebine dayalı olarak dış pazarda da rekabet şansımız olur diyorduk. Planda programda olmamasına rağmen, Alman hükümetinin hediye ettiği vericilerle yalap-şalap bir TV yayını başlatıldı. Almanya’dan akın akın getirilen huda TV göstericileri piyasayı doldurdu. Siyah beyaz teknoloji ile TV yayını başlatıldı. Hayır diyen plancılara inat, siyah beyaz TV tüpü fabrikası, TV fabrikaları kuruldu.
Bir süre sonra renkli TV’ye geçildi. Siyah Beyaz tüp yapan, TV üreten firmalar battı. Evlerde milyon adet siyah beyaz TV göstericisi çöpe gitti. Türkiye renkli tüp ve renkli TV göstericide dünya pazarına gümbür gümbür girme şansını kaybetti.’’
2008’de Türkiye’de cep telefonunda 3G ihalesi yapıldı. Biz 3G teknlojisine geçmeye başladığımız sırada Japonya’da 4G teknolojisinin testleri yapılmaktaydı. 2008’de 3G lisansları Türkiyede Oparatör firmalara 1 milyar 900 milyon YTL ile satıldı. Operatörler 3G’ye geçiş için yapılacak yatırımların tüm ülkede 10 yıllık bir dönem alacağını söylüyor. Dünyada 4G şuan yaygın bir şekilde kullanmaya başlandı biz 4G’ye ne zaman geçeceğiz? Oparatörler Devlete 3G lisansı için 2 milyar dolar’a yakın para ödediler. Önce o parayı halktan çıkartmaları lazım. Tabi bu bir miktar zaman alacak. Dünyanın 10 yıl gerisinde 4G’ye geçebiliriz. Ancak şuan 5G teknolojisinin geliştirilmesi üzerinde çalışılıyor. Biz 4G teknolojisine geçtiğimiz zaman Gelişmiş ülkeler 5G teknolojisine geçmiş olacak ve biz teknolojide hep bir adım geride kalmaya devam edeceğiz.
Ulaşımda Türkiye Cumhuriyet’i 2023 yılına kadar büyük yatırımlar planlar yapmakta. Havaalanları, Karayolları ve hızlandırılmış trenler. Türkiye büyük yatırımlarla hızla gelişecek yapılacak deniyor. Ancak bunların hepsi modası geçmiş teknolojiler, planlanan büyük yatırımlar aynen gerçekleştirilse bile Türkiye’nin Uluslarası arenada bulunduğu konum değişmeyecek. Eğer yatırımları tamamlarsak biz ulaşımda gelişmiş ülkelerin bugünkü bulunduğu konuma erişeceğiz. Ancak gelecek 10 yıllarda ulaşımda Gelişmiş ülkeler çok daha üst bir konuma ulaşacaklar ve biz yine bir adım geride kalmış olacağız.
Eğer geleceğin ulaşım sistemine bugünden yatırım yapabilirsek ve bu ulaşım sistemini gelişmiş ülkelerle aynı dönemde kurabilirsek o zaman gelişmiş ülkelerle aramızdaki farkı kapatıp aynı seviyeye ulaşabiliriz. Hatta geleceğin ulaşım sistemini daha hızlı kurabilirsek bir adım öne bile geçebiliriz.
Karayallorının oluşturduğu çevre felaketleri devasa boyutta. Karayollarının yapımı masraflı bakımlı tutulması ise daha maliyetli.
Havayolları şuan modern ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılmakta, En hızlı ulaşım birimi ancak ciddi bir çevre kirliliğine neden olmaktalar. Ayrıca oldukça maliyetli işte bu yüzden sadece yolcu taşımacılığında kullanılmakta ve yük taşımacılığı ağırlıklı olarak deniz ve karayolu ile yapılmakta.
Demiryolları 175 yıldır senedir bir toplu taşıma aracı olarak kullanılmakradır. Yaklaşık 40 yıl öncesine kadar herşey demiryolları ile taşınmaktaydı. Çelik tekerleğin çelik raylar üzerinde seyahat etmesi araçta ve raylarda büyük aşınmaya neden olur. Raylı trenlerde hız artıkça tamir ve bakım masrafları artar. Hızlandırılmış trenler ulaşım sorunumuza bir çözüm olmaz çünkü hız bakım masrafları artmakta ve maliyet yine yüksek olmaktadır.
Bu konuda başarıya ulaşmak için küçük değişimler yeterli değildir. Topyekün yeni bir sistem gereklidir. Manyetik Hızlı Tren teknolojisi bu yeni sistemi bize vermektedir. Manyetik Hızlı Trenler hiçbir yere değmeden havada süzülerek seyahat ederler. Bu süzülme sayesinde hiçbir aşınma olmaz. Bu minimal bakım masrafı demektir.Tekerleklerin raylar üzerinde sürtünmeden süzülmesi sayesinde gürültü engellenir, Manyetik Hızlı Trenler günümüzdeki trenlere oranla çok daha sesizdirler. Normal Trenlere kıyasla çok daha az enerji sarfiyatı yapar. Hertürlü raylı sistemden daha iyi olan Manyetik Hızlı Trenler 1000 kilometreye kadar olan mesafelerde doğaya zararı bilinen uçaklardan daha ekonomiktir. Normal trenlerde olduğu gibi %4 değil % 10 tırmanma kabilitesine sahiptir ve yüksek hızda normal trenlere oranla daha az viraja ihtiyaç duyar. Pahalı tünel inşaatlarına fazla ihtiyaç yoktur. Manyetik Hızlı Trenlerin ihtiyaç duyduğu Elektrik, Elektromanyetik dalgalarla sağlanır.Normal trenlerin Manyetik Hızlı Trenlere karşı hiçbir rekabet şansları yoktur.
Hızlı Taşımacılık konusunda Manyetik Hızlı Tren en iyi çözümdür. Şu an Çin, Japonya ve Güney Kore’de ticari olarak kullamına başlandı. Çin Shanghai da 500 Km yi aşan süratlere ulaşıldı. Türkiye modern ülkelerle arasındaki mesafeyi kapatmak istiyorsa geleceğin teknolojilerine modern ülkelerle aynı anda yatırım yapmalıdır.
Kaynaklar
1- http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/10461637.asp
2- http://www.pro-transrapid.org/tr/index.html
3- Michael Dittmer
4-http://www.mailce.com/4g-teknolojisi-nedir-ne-degildir-resimli-anlatim.html
5- Güngör Uras, Milliyet, 31 Temmuz 1999
