KırmızıToprak
 
  Başlangıç
  Forum
  İletişim
  Physics of the Immosible
  Kim Possible
  Translation Tercüme
  Kitap Özetleri
  Hikayeler
  LİDER EKONOMİ
  BİZ JAPONLARI ÇOK SEVİYORUZ
  Çin Altın Rezervi
  Portakallar ve Şehriyeler
  Fordist ve Postfordist dönem
  Toprak
  AFGANİSTAN SAVAŞI
  IRAK SAVAŞI
  KIBRIS VE STATÜKO
  ULUS DEVLET VE KÜRESELLEŞME
  Geyikler ve Trenler
  HİÇ BİR ŞEY KESİN DEĞİL
  ÜÇ ON’DAN BÜYÜKTÜR
  BİLE BİLE LADES
  TÜRKİYE İRAN REKABETİ
  TÜRKLER VE DUYGUSALLIK
  SIRADAKİ BASAMAK
  Batlamyus Zamansalı
  Uzaylı istilası ve dünya birliği
  Bizim devlet fakirden alıp zengine vermekte
  İran’ın Ajanları
  ABD’nin silah satışları ve İslam Dünyası
  Azerbaycan ekonomisi küçüldü
  Avrupa'nın Doğu sınırları
AFGANİSTAN SAVAŞI

 

AFGANİSTAN SAVAŞI

            Afganistan’da İşgalcilere karşı savaşan mücahitler bir zamanlar ABD’nin müttefiğiydi. ABD bu mücahitlere her türlü silah desteği sağlamaktaydı. ABD’nin bakış açısıyla bunlar Komunist Rusya ile ABD’nin çıkarları için savaşan gerillalardı. Rusya’ya göre teröristti. Direnişçiler kendi bakış açılarına göre ise ülkelerini işgal etmeye İşgalcilere karşı savaşan Mücahitlerdi. ABD Rambo’yu bile direnişçilere destek olmak için Afganistan’a yollamıştı. Şimdi Mücahitler açısından değişen birşey yok. Yine işgalcilere karşı savaşıyor.Ancak  ABD’ye göre teröristler.

            Afganistan 1979 ile 1989 arası Sovyet işgali altındaydı. Sovyetler 1989‘da çekildiği zaman Afganistan’daki savaş lordları birbirleriyle savaşmaya başladılar. Diğer yandan Ruslar Afganistandan çekildiği zaman Afganistan ABD için önemini kaybetmişti. Afganistan’da ne olup bittiği ile ilgilenen bir ülke vardı. Pakistan. Pakistan ve Afganistan arasındaki sınır İngilizler tarafından Peştun kabilelerinin ortasından çizilmişti. İki taraftada aynı etnik kökene sahip kabilelerin olması nedeniyle bu sınır yüksek bir geçişkenliğe sahipti. Sınırın bir tarafında olan şeyler sınırın diğer tarafını etkileme özelliğine sahipti.

            ‘1981 Yılında Afganistan’daki karmaşanın ilk zamanlarında benzer biçimde, Pakistan’ın kısa ve sorunlarla dolu tarihinde dünya ülkelerinden gördüğü ilginin eşine az rastlanır. Bu dönemde batı dünyası Pakistan’ın parıltılı modern başkenti İslamabad’a kucak açtı ve kulağına geleceğe yönelik çok cazip vaatler fısıldadı. Ülkeyi kaya gibi sağlam kılmaya yetecek kadar yardım, silah, gıda oda olmazsa, Pakistan silahlı kuvvetlerini sınır çatışmalarının üstesinden gelebilecek ve ülke içindeki Sovyet kışkırtmasına bağlı aşiret ayaklanmalarını bastırabilecek duruma getirmek için takviye.’1

            İşte Batı ile Pakistan’ın müttefikliği bu döneme dayanmakta. Batı Pakistan hükümetini desteklemeye devam etti. Afganistan bir iç savaş vardı ve bir merkezi hükümet bile yoktu. Afganistan’daki gelişmeleri en yakından takip eden Pakistan’dı.  Taliban kelime anlamı öğrenciler demek. Ve temeli Medrese Öğrencilerine dayanmakta. Afganistan’da savaş lordlarının yönettiği dönemde birçok asayişsizlik olayı meydana gelmekteydi. Okadarki Afganistan’lılar kaç kardeşsiniz diye birbirlerine sormazlar. Kaç erkek kardeşsiniz diye sorarlar. Bu tecavüz, cinsel şiddet olaylarının çok yüksek olmasındandı. İşte böyle bir asayişsizlik olayı sonucu bir vatandaş medrese talebelerinden yardım istemişti. Medrese talebeleri suçluyu bulup cezalandırmıştı. 1994’te başlayan bu süreçte Taliban güçlü olduğu bölgede hukuku ve güvenliği sağlamaya başladı. Taliban özellikle Peştun kabileleri arasında güçlüydü.Yazının başında belirttiğim gibi Peştunlar Pakistan ve Afganistan arasında bölünmüş kabilelerdi. Pakistan bu duruma hemen müdahele etti. Taliban İnsan ve silah yardımı yaptı. Ve bu yardımla Taliban 1996 yılında Kabil’de kontrolü ele geçirdi. İç savaş daha bitmemişti. Kuzey ittifakı ülkenin kuzeyinde kontrolü elinde tutmaktaydı. Sadece üç ülke Taliban’ı Afganistan hükümeti olarak tanımıştı. Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri.

            Usame Bin Ladin ise 1979 İle 1989 arası Afganistan sovyet işgali altındayken Afganistan’a gitmiş ve Sovyetlere karşı savaşmıstı. Savaş bittiğinde vatanına Suudi Arabistan’a döndü.  O zamanlar ABD’nin aradığı bir terörist değildi. ABD’nin bakış açısına göre Komunistlere karşı savaşmış bir antikomunist gerillaydı. Hatta ABD çıkarları için savaşmış kahramandı. Ve bu Savaşında ABD Usame Bin Ladin’i her tür silah ve mühimmat yardımıyla desteklemişti. 1990 yılında Irak Kuveyti  işgal etti. ABD ve batı dünyası Irak’a çok büyük tepki gösterdiler ancak hemen askeri bir karşılıkta bulunmadılar. ABD ilk olarak bölge ülkelerinden askeri üs istediler. Suudi hükümeti ilk başta bu isteğe olumsuz yanıt verdi. Arabistan yarımadası Müslümanlar için bir kutsallığa sahipti. Mekke ve Medine’nin içerisinde olduğu Harem bölgesi bu kutsallıkta en yüksek  dereceye sahipti. Müslüman olmayanların burada ikamet etmesi dahası geçici olarak burada bulunması yasaktı. Ve İslamın ilk döneminde Arap yarımadası içindeki tüm gayrı müslimler Hırıstıyan ve Yahudiler Arap yarımadasının dışına sürülmüştü. Ve Arap yarımadası içinde gayri müslimlerin ikamet etmesi yasaklanmıştı. İşte bu nedenlerle olayın dini bir boyutuda vardı.  Ancak ABD üs konusunda ısrarlıydı. Suudi Arabistan’ı Irak’ın Suudi Arabistan’ıda işgal edebileceği konusunda uyardı. Ve Suudi Arabistan’a Irak ordusunun sığınak yaptığını gösteren uzaydan çekilmiş fotağraflar gösterdi. Bu fotoğraf sahteydiler. Ama Suudi Arabistan’lılar bunu anlamadılar. Sonunda ABD’nin askeri üs için istediği izni verdiler.

            İşte o zaman Usame Bin Ladin ile Suudi Arabistan krallığı  arasına büyük bir fikir ayrılığı oluştu. Usame Bin Ladin ABD’lilerin bir kez bu bölgede üs elde ettikleri zaman bir daha gitmeyeceklerini Hem bölgenin kutsallığının zarar göreceğini hemde bölge ülkelerinin bütünüyle ABD’nin etkinliğinin altına gireceğinden endişelenmekteydi. Usame Bin  Ladin daha önce gördüğü bir kabusu bir daha görmekteydi. Aslında Afganistan’da olanlarda bunun bir benzeri idi. Sovyetler Afganistan’a Komunist hükümeti desteklemek için girmişti. Birçoklarına göre komunist hükümeti destekleme gerekçesi Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgaline bahaneydi. 1990 yılında benzer bir şekilde ABD askerleri Suudi Arabistan’a Suudi Arabistan’ı Irak işgalinden korumak için yerleşmekteydi.

            Usame Bin Ladin’in bu konuda itirazı kimse tarafından dikkate alınmadı. ABD bölge ülkelerinden istediği üstleri elde etti. 1991’de ABD ve müttefiklerinin büyük bir operasyonuyla Kuveyt kurtarıldı. Ve Kuveyt’tede Amerikan üstleri kuruldu. Aradan 20 yıl geçti. Şuan körfez ülkelerinden Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar ve Umman’da hala Amerikan üstleri var. Ve bu ülkelerde Amerikan yanlısı hükümetler var. Bu ülkeler ABD’den çok miktarlarda silah alımı yapmakta. Peki Irak tehdidi sona ermedimi? Irak’ın bölge üzerindeki tehdidi sona erdi. Ancak şimdide İran tehdidi var. İran meselesi sürekli gündeme getirilmekte İran’ın nükleer silah edinme  ve yayılma politikalarından bahsedilmekte.Öyle görünmekteki; İran tehdidi ABD’nin Körfez ülkelerindeki askeri üslerini yasallaştırılması için sürekli gündeme getirilen bir bahaneden ibaret.

            Daha önce Sovyet Emperyalizmine karşı savaşan Usame Bin Ladin 1990 yılında ABD emperyalizmine karşı savaşmaya karar verdi. Usame Bin Ladin’e bağlı El Kaide örgütü birçok eylemde bulundu. Taki 2001’de İkiz kulelere çarpan uçaklara kadar isimleri pek duyulmamıştı.

            ABD 2001 yılında teröre karşı küresel bir savaş başlattı. İlk hedef Afganistan’dı. İlginç bir şekilde İran’da ABD hükümetine destek verdi.  Taliban İran hükümetininde düşmanıydı. Ayrıca ABD Afganistan’daki kabile liderlerine para dağıttı ve bu liderleri savaşta tarafsız olmaya ikna etti. ABD çok büyük bir küresel desteğe sahipti. ABD havadan bombardıman yaptı. Kuzey ittifakı askerleri ise karadan ilerledi. 2001 yılının 7 ekiminde hava bombardımanıyla başlıyan çatışmalar 13 kasımda Kabil’in düşmesiyle Taliban hükemeti devrildi. Taliban Kabil’i korumak için savaşmadı. 12 kasımın gece karanlığında Taliban’ın komutanları ve üst düzey yetkilileri Kabil’i terketmişlerdi. Kuzey ittifakı askerleri Terra bora dağlarında bir kısım Taliban askerini sıkıştırsada bunlar kaçmayı başardılar. Bu dönemde kaçmayı başaran üst düzey Taliban yetkilileri yeniden direnişi örgütleyip ABD ile savaşmaya devam ettiler. Taliban en büyük desteği Peştun kabilelerinden almaktaydı. Peştun kabileleri ise Afganistan ve Pakistan arasında bölünmüş olduğundan ABD’ye karşı savaşan Taliban direnişçileri çok rahat bir şekilde sınır ötesi destek alabilmekteydi.  ABD Pakistan’daki Peştun kabilelerine yönelik birçok operasyonda düzenledi bu operasyonlarda birçok sivilin ölmesi ABD ile Pakistan hükümetinin arasında gerilimi yükseltti. Ayrıca geçmişte Taliban’ın Pakistan tarafından desteklenmiş olması ABD’nin Pakistan hükümetine karşı her zaman şüpheyle yaklaşmasına neden oldu. Hatta ABD 1981 yılından beri Pakistan hükümetine yaptığı yardımı kesmeyi bile gözden geçirdi. Pakistan özellikle Hindistan ile yaşadığı gerginlik sonucu kaynaklarının birçoğunu askeri harcamalara ayırmakta ve ekonomik yönden başarısız olmuş bir devlet. ABD Pakistan hükemetine şüpheyle yaklaşmasına iki tarafa arasında birçok gerginlik olmasına rağmen Pakistan’ın Afganistan gibi bir Kaos ve iç savaş içerisine düşmesi en son isteyeceği şey. O yüzden tüm bu gerginliklere rağmen Pakistan hükümetine askeri ve ekonomik yardım yapmaya devam etmekte.

             11  yıl süren çatışmalar sonucunda Taliban Afganistan’da hala varlığını sürdürmekte. Şimdiden bu savaş ABD’nin en uzun savaşı olarak Amerikan tarihine geçmiş durumda. 2 Mayıs 2011’de Usame Bin Ladin Pakistan’da yakalanıp öldürüldü. ABD artık Afganistan savaşını sonlandırmaya kararlı. Açıklanan plana göre 2014 yılının sonunda ABD askerleri tamamı Afganistan’dan çekilecek. Ancak sorun şu ki Afganistan ABD’nin çekilmesi sonucu yeniden bir savaşa ve kaosa mı sürüklenecek? ABD böyle bir seneryoyu önlemek için Afganistan hükümetini Askeri ve ekonomik yönden desteklemeyi sürdürecek.

            2012 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’da düzenlenen Afganistan toplantısında Nato üyesi ülkeler ve Japonya Afganistan hükümetine 2016’ya kadar 16 milyar dolar yardım yapma konusunda anlaştılar. Bu plana göre Afganistan hükümetine yıllık 4 milyar dolar yardım yapılacak. Sadece Afganistan Hükümetinden yolsuzluğa karşı mücadele etmesini ve bu paranın etkin bir şekilde kullanılmasını istiyorlar. 2010 yılında ABD dünya ülkelerine toplam 52 milyar dolar askeri ve ekonomik yardım yaptı. İlk sırada olan Afganistan’a bunun  11.4 milyar dolarını askeri ve ekonomik yardım olarak iletti. 2. sırada Pakistan’a 2.8 milyar askeri ve ekonomik , yardım yaptı. ABD 2014 yılının sonunda Afganistan’dan askerlerinin çekecek ancak ABD ekonomik yardım yaptığı ülkeler listesinde Afganistan ve Pakistan üst sıralarda bulunmaya uzun yıllar devam edecek.

Kaynaklar

            1-İslam Dünyası National Geographic

            2-http://www.ntvmsnbc.com/id/25364712/

            3-http://en.wikipedia.org/wiki/United_States_foreign_aid

 

 
   
English Blog  
 

Blog

 
43981 ziyaretçi (81333 klik) burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol